6736 Sayılı Kanun
Vergi ve Sgk Affı
2016 Torba Yasa Metni
Çok sayıda sigortalı borçlunun dört gözle beklediği Torba yasa dün Meclis Genel kurulunda kabul edildi. 160 maddeden oluşan torba yasa tasarısında pek çok af bulunuyor. Torba yasada Bağkur affı- SSK affı- Vergi affı ve öğrenim kredisi affı yer almaktadır...
• Kesinleşmiş tüm kamu alacakları yeniden yapılandırılmaktadır.
• İhtilaflı alacaklar (Vergi yargısında bulunan dosyalar) tasfiye edilmektedir.
• İnceleme ve tarhiyat aşamasındaki işlemler
• Matrah artırımı ve matrah artırımı yapılan yılların incelenmemesi ve bu yıllara tarhiyat
yapılmaması sağlanmaktadır.
• Kayıt ve muhasebe düzeltmeleri (Kasa affı- Stok affı) yapılarak gerçek durumla kayıtların
eşitlenmesi sağlanmaktadır.
• Varlık Barışı uygulaması yeniden hayata geçirilmektedir.
• Ticaret ve Sanayi odalarının, Esnaf Odalarını , Baroların , YMM ve SMMM odalarının alacakları
yeniden yapılandırılmaktadır.
VERGİ, SGK, VE ODA
ALACAKLARININ
YAPILANDIRILMASI,
MATRAH ARTIRIMI,
KASA / STOK AFFI, VARLIK
BARIŞI AÇIKLAMALAR VE
MUHASEBE KAYITLARI
REHBERİ
TBMM'de kabul edilen Torba yasaya muhalefetten destek gelmedi. Torba yasaya ilişkin tüm detayları sizlerle paylaşıyoruz;
2016 yılı Vergi Affı
19/08/20016 Tarih ve 29806 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6736 sayılı Kanun
ile; Devletin tüm Vergi alacaklarının , Gümrük Vergisi alacaklarının Sosyal
Güvenlik kurumu alacaklarının ve devlet kurum ,kuruluş alacakları ile belediye
alacakları yeniden yapılandırılmasında yararlanma, ve uygulama koşulları, Vergi
ihtilafları, vergi incelemeleri, matrah artırımı kasa ve stok affı ,varlık barışı ve
üyelerimizin odamıza olan borçlarını yeniden yapılandırılması düzenlemeleri
yapılmıştır.
İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası olarak, meslek mensuplarımıza
yürürlüğe giren Kanunları, Tebliğleri ve Sirkülerleri anlaşılır dil ve örnekli
açıklamaları ile sizlere ulaştırmaktayız. Sorunları en aza indirmek ve uygulama pratiği
için hazırlanan, aşağıdaki rehber niteliğindeki bilgiler sizlere sunulmuştur.
Kanunun uygulanması ile ilgili olarak başta Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı olmak üzere diğer kurumların yayımlayacağı Genel Tebliğler,
Genelgeler ve Sirkülerler takip edilerek sizlere ayrıca duyurulacaktır.
Rehber ekine 6736 sayılı kanun metni ile ve bu Kanuna göre Maliye Bakanlığınca
yayımlanan “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 6736 Sayılı
Kanun Genel Tebliği (Seri No: 1)” bilgilerinize sunulmuştur.
TAKSİT İMKANI GELİYOR
Düzenleme, Tüm yapılandırılan borçların 18 taksit ve 36 ay vadede ödeme imkanı sunuyor.
Vergi Affı Genel Bakış
6736 Sayılı kanun ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına dair Kanun Resmi Gazetenin
19/08/2016 Tarih ve 29806 sayısında yayımlanmıştır.
Kanun ile;
• Kesinleşmiş tüm kamu alacakları yeniden yapılandırılmaktadır.
• İhtilaflı alacaklar (Vergi yargısında bulunan dosyalar) tasfiye edilmektedir.
• İnceleme ve tarhiyat aşamasındaki işlemler
• Matrah artırımı ve matrah artırımı yapılan yılların incelenmemesi ve bu yıllara tarhiyat
yapılmaması sağlanmaktadır.
• Kayıt ve muhasebe düzeltmeleri (Kasa affı- Stok affı) yapılarak gerçek durumla kayıtların
eşitlenmesi sağlanmaktadır.
• Varlık Barışı uygulaması yeniden hayata geçirilmektedir.
• Ticaret ve Sanayi odalarının, Esnaf Odalarını , Baroların , YMM ve SMMM odalarının alacakları
yeniden yapılandırılmaktadır.
Detaylı Bilgi Sayfalarımız
devamı
İşçinin Ücretli İzin
Hakkı Ve Detayları
İçinde bulunduğumuz dönemin yaz ayları olması nedeniyle işçi – işveren ilişkisinde en güncel konu yıllık ücretli izin konusudur. İşçinin, işyerinde çalışması sonucu emeği karşılığında ücret alacağı dışında 4857 sayılı İş Kanunu ile sağlanan çeşitli hak ve alacakları mevcuttur. Bu haklardan biri de yıllık ücretli izin hakkıdır...
Özellikle yaz dönemlerinde tatil amaçlı olarak kullanılan yıllık ücretli izin hakkı yazımızın konusunu oluşturmaktadır. Ücretli izin hakkı konusu Anayasa'nın 50. Maddesi doğrultusunda İş Kanunu Mad. 53 – 61. , Deniz İş Kanunu Mad. 40 , Basın İş Kanunu Md. 21 , Çıraklık ve Meslek Eğitimi Kanunu md. 26 ve Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği[1] ile ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Bir yıl boyunca işyeri için çalışması sonucunda işçinin ücretli izin hakkını elde etmesinin koşullarını ve sürelerini 4857 sayılı İş Kanunu'na göre detaylarıyla inceleyelim:
Ücretli İzin Süreleri
İş Kanununda düzenlenen yıllık ücretli izin hakkının elde edilebilmesi için işçinin işe başladığı günden itibaren, deneme süresi dahil en az bir yıl çalışmış olması gerekir. Yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilemez.
İşçilere verilecek yıllık izin süreleri aşağıdaki gibidir:
a) Bir yıldan beş yıla kadar çalışmış olanlara 14 gün,
b) Beş yıldan fazla onbeş yıldan az çalışanlara 20 gün,
c) Onbeş yıl (dahil) ve daha fazla çalışanlara 26 gün'den az olmayacak şekilde izin kullandırılır.
d) 18 yaşından küçük işçilerle 50 ve daha büyük yaştaki işçilere en az 20 gün yıllık ücretli izin kullandırılmalıdır.
Yukarıda belirtilen yıllık ücretli izin süreler iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile artırılabilir.
İzne Hak Kazanmak
İzine hak kazanmak için ücret karşılığında bir iş sözleşmesine istinaden çalışmak gerekir. İşçinin yıllık izne hak kazanabilmesi için işe girdiği tarihten itibaren deneme süresi dahil 1 yıl çalışmış olması gerekmektedir.
Yıllık izin süresinin ve izne hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında işçinin aynı işverene ait işyerlerinde çalıştığı süreler birleştirilir. Bir işverenin iş kanunu kapsamına giren işyerinde çalışmakta olan işçilerin aynı işverenin işyerlerinde bu iş kanunu kapsamına girmeksizin geçirmiş bulundukları süreler de hesaba katılır. Aynı bakanlığa bağlı işyerleri ile aynı bakanlığa bağlı tüzel kişilerin işyerlerinde geçen süreler ve kamu iktisadi teşebbüsleri yahut özel kanun veya özel kanunla verilmiş yetkiye dayanılarak kurulan banka ve kuruluşlar veya bunlara bağlı işyerlerinde geçen süreler de, işçinin yıllık ücretli izin hakkının hesaplanmasında birleştirilerek göz önünde bulundurulur.
İzin Talebi Ve İznin Verilmesi
İşçi hak ettiği yıllık ücretli iznini, kullanmak istediği zamandan en az bir ay önce işverene yazılı olarak bildirir. İşçi yıllık izin isteminde, adını soyadını, varsa sicil numarasını, iznini hangi tarihler arasında kullanmak istediğini ve ücretsiz yol izni isteyip istemediğini yazar. İzin kurulu veya işveren, işçinin istediği izin kullanma tarihi ile bağlı değildir. İzin sıra ve nöbetleşmesini göstermek üzere söz konusu kurulca düzenlenecek çizelgeler işçinin talebi ve iş durumu dikkate alınarak hazırlanır. Aynı tarihe rastlayan izin isteklerinde; işyerindeki kıdem ve bir önceki yıl iznini kullandığı tarih dikkate alınarak öncelikler belirlenir.
İzin bitiminde önemli olan bir husus var; yol izni alanlar bu süreyi kullanmadan işe dönerlerse, işveren bunları anılan sürenin bitiminden önce işe başlatmayabilir.
İzin Kullanımında Özellikli Konular
Yıllık ücretli izin uygulamasında işçilerin ve işverenlerin tereddüt ettiği ve sık karşılaşılan sorulara cevap oluşturacak nitelikte özellik arz eden konuları aşağıda listeleyelim:
- Yıllık izin iş günü olarak verilir, dolayısıyla izin süresi içerisinde bulunan hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil günleri izin süresine ilave edilir.
- Yıllık ücretli izinlerini işyerinin bulunduğu yerden başka bir yerde geçirecek olanlara talepte bulunmaları ve bu durumu belgelemeleri koşulu ile gidiş ve dönüşlerinde yolda geçecek süreleri karşılamak üzere işveren toplam dört güne kadar ücretsiz yol izni vermek zorundadır.
- İşveren tarafından iş sözleşmesinin feshedilmesi halinde İş Kanunu gereğince işçiye verilmesi zorunlu yeni iş arama izinleri, yıllık ücretli izin süreleri ile iç içe giremez.
- İşveren, işyerinde çalışan işçilerin yıllık ücretli izinlerini gösterir izin kayıt belgesi tutmak zorundadır.
- Yıllık ücretli izin işveren tarafından bölünemez.
- Bu iznin işveren tarafından sürekli bir şekilde verilmesi zorunludur.
- Ancak, öngörülen izin süreleri, tarafların anlaşması ile bir bölümü on günden aşağı olmamak üzere en çok üçe bölünebilir.
- İşveren tarafından yıl içinde verilmiş bulunan diğer ücretli ve ücretsiz izinler veya dinlenme ve hastalık izinleri yıllık izne mahsup edilemez.
- İşveren, işyerinde çalışan işçilerin yıllık ücretli izinlerini gösterir izin kayıt belgesi tutmak zorundadır.
Emsal Yargıtay Kararları:
Konu: Yıllık ücretli iznin ispatı
Karar: Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir. ( Yarg. 9.HD, 09.04.2009, E.38515, K. 10133)
Konu: Yıllık ücretli izin hakkının ücrete dönüşmesi ve izin ücreti
Karar: 4857 sayılı İş Kanunu'nun 59. Mad., iş sözleşmesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenler sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin haklarının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada ilişkinin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır.
O halde, izin ücreti için uygulanması gereken faiz yasal faiz olmalıdır. ( Yarg.9.HD., 05.07.2010, E. 33424, K.22100)
İzin parası olarak bilinen yıllık ücretli iznin iş sözleşmesi sona ermeden paraya dönüştürülemeyeceği ve yıllık ücretli iznin işveren tarafından ispat edilmesi gerektiğine ilişkin Yargıtay'ın 2009 ve 2010 yılında aldığı kararları işverenlerin ve işçilerin dikkate alması gerekmektedir.
İşçinin anayasal ve vazgeçilemez hakkı olan yıllık ücretli izin hakkının yasal kaynakları ve detaylarını değerlendirdik. Uygulamada yıllık ücretli izne hak kazanan işçiye izin yerine ücret ödeyerek çalıştırıldığı gözlenmektedir ancak bu durum yasal değildir. Yazımızda örnek verdiğimiz Yargıtay kararı da iş ilişkisi sona ermeden sadece izin parası ödenerek işçinin yıllık ücretli izin hakkından vazgeçmesinin yasal olmadığını göstermektedir. Ayrıca izin uygulamasında ispat yükünün işverene ait olması ise işverenin gerekli belgeleri düzenlemesi, arşivlemesi ve gerektiğinde yargıya sunması açısından önem arz etmektedir.
03.03.2004 – 25391 tarih ve sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.
devamı
Erken Emekli
Olmanın Yolları
Mali Müşavirlik mesleğini icra ederken en sık karşılaştığımız soruların başında emeklilik tarihinin hesaplanması konusu gelmektedir. Toplumda ikinci baharı daha huzurlu yaşamak, geleceği garanti altına almak ve doğası gereği insanın en verimsiz olduğu dönemlerde gelir elde etmek ve ...
Toplumda ikinci baharı daha huzurlu yaşamak, geleceği garanti altına almak ve doğası gereği insanın en verimsiz olduğu dönemlerde gelir elde etmek ve sağlık güvencesine sahip olmak önem arz etmektedir. Bu nedenle kolay emeklilik yöntemlerini bir diğer anlatımla emekli olabilmeye imkan sağlayan yöntemleri inceleyeceğiz.
Sosyal Güvenlik Mevzuatımıza göre SSK ve Bağ-Kur'lular açısından emekli olabilmenin çeşitli şartları vardır. Emeklilik konusu yaş şartı, gün sayısı şartı, hizmet süresi şartı gibi şartlara bağlıdır. Bu şartları sağlamak için sosyal güvenlik mevzuatımızda çeşitli hizmet borçlanması yöntemleri bulunmaktadır. Prim ödeme gün sayısı açısından sigortalının durumuna göre avantaj sağlayacak yöntemleri değerlendirelim:
Hizmet Sürenizin Son 3,5 Yılı Önemli
Şu an yürürlükte olan emeklilikle ilgili mevzuat hükümlerine bakıldığında SSK kapsamında emeklilik, Bağ-Kur'a göre daha erken olabilmekte. Ancak SSK kapsamında mı yoksa Bağ-Kur kapsamında mı emekli olacağınız hizmetinizin son 3,5 yılının (1260 gün) hangisinde geçtiğine bağlıdır. Yani hizmet sürenizin son 1260 gününü SSK'lı olarak geçirdiyseniz SSK'dan emekli olabilirsiniz. Aksi takdirde hizmet sürenizin son 7 yılının en fazla kısmı hangi mevzuata göre ödendiğine bakılır eğer en fazla süre Bağ-Kur'lu olarak geçmişse Bağ-Kur emeklilik mevzuatı hükümlerine tabi tutulursunuz. Örneğin Bağ-Kur'dan yaşlılık aylığı alabilmek için bilfiil 25 yıl (9000 gün) prim ödeme zorunluluğu bulunmaktayken, SSK'da sigortalılık başlangıç tarihine göre değişen basamaklar şeklinde 5000 gün ile 7000 gün arasında değişmektedir.
Yurtdışı Hizmet Borçlanması
Türk vatandaşı olan erkekler yurtdışında geçen çalışma sürelerinin, kadınlar ise hem çalışma sürelerinin hem de ev hanımı olarak geçen sürelerinin tamamını borçlanma yolu ile Türkiye'de çalışılmış gibi sayılmasını sağlayabilirler. Ayrıca Türkiye'de çalışma süreleri varsa bu sürelerle birleştirerek emekli aylığına hak kazanabilirler. Dolayısıyla yurtdışında bulunmuş olan vatandaşlarımızın bu şekilde borçlanarak hizmet satın alabilme ve emekli olabilme imkanları bulunmaktadır.
Erkeklere İlişkin Askerlik Borçlanması
Yazımızın ilk kısımlarında emekliliğin gün sayısı, sigortalılık süresi ve yaş şartına bağlı olduğunu söylemiştik. Sosyal Güvenlik Mevzuatımızda Askerlik Borçlanması adında bir borçlanma şekli var. Bu yönteme göre 5510 sayılı Kanun'un 41. Maddesinin tanıdığı imkanlar dahilinde muvazzaf ve ihtiyat askerlikte er ve 01.01.1950 tarihinden sonra yedek subay okulunda öğrenci olarak geçirilen sürelerin borçlanılması mümkündür. Ayrıca SSK kapsamında sigortalılığı olanların sigortası askerlikten sonra başlamış ise, sigortalılık başlangıç tarihi de askerlik süresi kadar geri götürüleceğinden SSK kapsamında hem gün sayısı avantajı hem de daha erken emekli olabilme avantajı sağlamaktadır.
Kadınlara İlişkin Doğum Borçlanması
Doğum yaptığı için işsiz kalan kadın sigortalıların çalışmadıkları ve prim yatırmadıkları süreleri borçlanma imkanı bulunmaktadır. Gerekli şartları taşıyan ancak yeterli gün sayıları olmayan kadınlar borçlanarak prim gün sayısı elde ederek emeklilik hakkına kavuşabilmektedirler. Anneler kanunları gereği verilen ücretsiz doğum ya da analık izni süreleri ile en fazla iki kez doğum yaptıkları tarihten sonra geçen en fazla 2 yıllık süreyi borçlanabilmektedirler. Borçlanılacak sürede sigortalarının olmaması ve çocuklarının yaşaması şartı bulunmaktadır. Dolayısıyla koşulları sağlayan anne her çocuk için 2 yıl olmak üzere iki çocuk için 4 yıl borçlanabilecektir. Böylece gün sayısı koşulu ve emeklilik yaşı açısından avantaj sağlanmış olacaktır.
Yukarıda yazdığımız çeşitli borçlanma yöntemlerinin her biri ayrı bir makale ve kitap konusu olabilecek kadar farklı detayları vardır. Genel hatlarıyla emekliliğe faydası olabilecek ve prim gün sayısı kazandırabilecek yöntemleri ele aldık.
Bunların dışında kalan borçlanma yöntemleri ise şunlardır:
· Doktorların sigortasız geçen tıpta uzmanlık sürelerinin ve fahri asistanlıkta geçen sürelerinin borçlanması
· Avukatların staj sürelerinin borçlanması
· Tutuklulukta ve gözaltında geçen sürelerin borçlanması
· Grev ve lokavtta geçen sürelerin borçlanması
· Seçimler nedeniyle istifa edenlerin boşta geçen sürelerinin borçlanması
Sigortalıların kendilerinin veya hak sahiplerinin yazılı talepte bulunmaları ve talep tarihinde prime esas günlük kazanç alt ve üst sınırları arasında olmak üzere, kendilerince belirlenecek günlük kazancın % 32'si üzerinden hesaplanacak primlerini ödemeleri şartı ile borçlanarak, borçlandıkları süreleri sigortalılıklarına sayılır. Şu an yürürlükte olan asgari ücret düzeyinde borçlanma tutarı günlük 8,50.-Türk Lirası tutarındadır. Yukarıdaki yöntemlere göre borçlanma talebinde bulunan sigortalılara kurum tarafından tebliğ edilen borç tutarının tebliğ tarihinden bir ay içerisinde ödenmesi zorunludur. Kurumun anlaşmalı olduğu bankalara bir ay içerisinde ödenmeyen borçlanmalar geçersiz sayılacaktır. Sigortalıların durumlarını iyi analiz ederek kendilerine uygun olan ve avantaj sağlayan borçlanma yöntemini tercih etmesi gerekmektedir.
Google+
devamı